Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği (YAYBİR), “Anadolu Mektebi Müellif Okumaları Projesi” ile ilgili Ulusal Eğitim Bakanlığı’na reaksiyon gösterdi.
“Eserleri Sınırlamak, Yasakçı Bir Anlayıştır” başlıklı açıklamada, “Listede yer alan kitapların dışında kalan kitaplar dışlanacak ve bir müddet sonra ‘yasak’ uygulaması ile karşılaşılacaktır. Öğretmenlere, öğrencilere ve velilere dayatılan bu cins kısıtlamaları gerçek bulmuyoruz” denildi.
Açıklamada, “Öğretmenlere, öğrencilere ve velilere dayatılan bu tıp kısıtlamaları gerçek bulmuyoruz. Çocukların düşünsel gelişimlerini engelleyebilecek, yaratıcı kanıya ve eleştirel bakış açısına ziyan verecek bu uygulamaya derhal son verilmesini bekliyoruz” vurgusu yapıldı.
YAYBİR’den yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Sivil” bir inisiyatif olarak ortaya çıktığı sav olunan “Anadolu Mektebi” tarafından hazırlandığı söylenen ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenen “Yazar Okumaları Ortaokul Programı” çerçevesinde ortaokullarda okutulmak üzere kitap listesi oluşturulmuş olup kelam konusu listenin 180 yapıta ulaştığı söz olunmaktadır.
Bu durum Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2004 ve 2005 yılında yayımlanan genelgelerle gündeme gelen ve ardından uygulamaya konulan ve sonrasında da ziyanları görüldüğü için uygulamadan kaldırılan 100 Temel Eser Projesi’ni akla getirmektedir.
2004-2005 yıllarında da çocukları kitapla buluşturmayı, Türkçeyi hoş, gerçek ve tesirli kullanma maharetini geliştirmeyi ve söz hazinesini zenginleştirmeyi amaçladığı argüman edilen bu uygulama her kademesiyle problemliydi. Bilhassa eser belirleme sürecinde, çocuk edebiyatı alanında temayüz etmiş müelliflerin, bu alanda çalışmaları bulunan akademisyenlerin, yayıncıların, yayıncı örgütlerinin devre dışı bırakılmasıyla birinci günden itibaren tıpkı bugünkü üzere tartışmalara sebep olmuştu.
“Anadolu Mektebi” tarafından hazırlandığı söylenen bu listede yer alan kitap sayısının artırılması yahut içeriklerin çeşitlendirilmesi kelam konusu olsa bile, özünde ‘’liste’’ fikri yanlıştır. Listede yer alan kitapların dışında kalan kitaplar dışlanacak ve bir müddet sonra ‘’yasak’’ uygulaması ile karşılaşılacaktır. Ulusal Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda, yeterliliği ve yetkisi tartışılır bir “sivil” oluşum tarafından hazırlanan bu okuma listesinin mecburî okuma listesine dönüştürülmesi, devlet kurumlarının dayanağıyla zorlama boyutuna ulaşması, hem eğitimin temel ruhuna ve hem de edebiyatın insanları dar bir çerçeveye sokmak değil, farklı dünyalarla tanıştırmak maksadına da aksi düşer.
Öğretmenlere, öğrencilere ve velilere dayatılan bu cins kısıtlamaları hakikat bulmuyoruz. Çocukların düşünsel gelişimlerini engelleyebilecek, yaratıcı niyete ve eleştirel bakış açısına ziyan verecek bu uygulamaya derhal son verilmesini bekliyoruz.”
