CHP lideri Özgür Özel, partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
ÜMİT ÖZLALE CHP’YE KATILDI
Eski İYİ Parti Genel Lider Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ümit Özlale, dün yaptığı açıklamada CHP’ye katılacağını açıklamıştı. CHP lideri Özel, CHP’ye katılan Ümit Özlale’yi kürsüye davet ederek rozetini taktı.
Özel’in açıklamalarının satır başları şöyle:
“Türkiye İttifakı ile Türkiye’nin birinci partisi olan, CHP’yi daima baba konutu olarak nitelendirdik. Gazi Mustafa Kemal’in partisini daima birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında iktidar yapacağını söyledik. Şu anda İzmir milletvekili olan, bir isim geliyor ve iktisat grubumuzun gücüne güç katmaya, İzmir’deki gücümüze güç katmaya devam ediyor. Ümit Özlale’yi davet edelim.
Bundan sonra Özlale ile birlikte hem iktisat grubumuz daha güçlü hem İzmir’de daha güçlüyüz. Ailemiz büyümeye devam ediyor.
‘ENGELLİ BAKANLIĞI İKTİDARIMIZIN İLK GÜNÜNDE HAYATA GEÇECEK”
En düşük engelli aylığı söylemeye utanıyorum 280 lira en fazlası da 5 bin liraya fakat çıkıyor. Sefalet olduğunu anlatırken birileri engellilerin 280 lirayla dezavantajlarını ortadan kaldırdıklarını sav ediyor. Dün tüm engellilerimizle konuşurken tabir ettim, güçlü bir bütçesi olan icracı bir Engelliler Bakanlığı iktidarımızın ilk gününde hayata geçecek.
Engelli maaşını net minimum fiyat yapacağız. Engelli ve yaşlısına bakan vatandaşlarımıza ödenen evde bakım parasını net taban fiyat seviyesine çıkaracağız. Engelliler haftasında ödenmek üzere her yıl net taban fiyatı seyyanen yılda bir sefer engellilere vermekten geri durmayacağız.
2500 engelli öğretmen atama bekliyor. Hem o öğretmenlerimiz hem aileleri için verilen bu kelamların tutulması için takipçi olacağız. CHP iktidarında, birinci yıldan itibaren engelliler satranç turnuvasında, daima bir soruyu sordu. Belediyenizden şad musunuz? Döndüler ve dediler ki çok mutluyuz, Allah belediye liderlerinden razı olsun. İktidarımızdan birinci yılında tüm engellilere CHP ismine şu özgüvenle soracağım. ‘İktidarımızdan şad musunuz’ dediğimde, “Çok mutluyuz sözünüzü tuttunuz” dedirteceğim.
“2002’DEN BUGÜNE KADAR 2079 MADENCİ HAYATINI KAYBETTİ”
Yüzyıllar evvel Roma İmparatorluğunda zorba bir bürokratın kızı Sanra Barbara kaçarak bir madene sığınır. Barbara madenden ayrıldığında zorba babası tarafından katledilir. Barbara’nın madene sığındığı gün Dünya Madenciler Günü olarka kutlanır. Aslında bütün dünyaya ilham olan olayın yaşandığı bu topraklarda Dünya Madenciler Günü coşkuyla değil, Almanya’daki üzere cümbüşlerle değil, boynumuz bükük ve taziye tadında geçmektedir. Almanya’da 62’den beri ölümlü kazalar olmazken, bizim topraklarımızda “maalesef bu mesleğin fıtratında vefat var” lafı normalleştirilmeye çalışılıyor.
“AKP PERİYODUNDA 6 TANE DAHA SOMA YAŞADIK”
Ömrüm buna itirazla geçti. Hans’ın fıtratında olmayanın Hasan’ın fıtratında olmayacağını, bu kazaların önüne geçmenin mümkün olduğunu lakin bunu bir sermaye mantığıyla değil anayasayla garanti altında olan, özelleştirilmesi yasak olan ancak anayasanın ardında, işletme hakkı diyerek özelleştirilen madenlerin kar hırsı yüzünden olduğunu söylemeye devam edeceğim. 2002’den bugüne kadar, AK Parti devrinde tam 2079 madenci hayatını kaybetti. Biz daima Soma’yı biliyoruz. AKP devrinde tam 6 tane daha Soma yaşadık biz. Bütün madencilere ve işçilere diyorum ki; örgütlenin, sendikalı olun, haklarını arayın ve savunun diyorum.
NASUH MAHRUKİ’NİN TUTUKLANMASI
Bir öteki tarafta Nasuh Mahruki 20 Kasım’dan beri tutuklu. Yalnızca görüşlerini belirtmiş. Mahruki annesini kaybettiğinde ölen öldü diyerek dört gün enkazın altından çıkmayan birisidir.
ERDOĞAN’A ‘İSRAİL’ PROTESTOSU
TRT World forumunda, Sayın Erdoğan konuşuyor. 9 genç diyorlar ki, “Gemiler Gazze’ye Hayfa’ya değil”, “İsrail’e ticaret devam ediyor” diyorlar. Özgür Filistin bayrağı açıyorlar. Bu çocukları yaka paça dışarı attılar. Demokrasi protesto rejimidir. Lakin yaka paça götürdüler. Bu 9 arkadaşımızı Cumhurbaşkanına hakaret kabahatiyle tutukladılar. İsrail’le ticareti kınamanın, ‘Gemiler Hayfa’ya değil Gazze’ye’ demenin neresi hakaret?
“AVUKATLIK” TENKİTLERİNE YANIT
Bir öteki zımnî şahitle Ahmet Özer Türkiye’nin en büyük ilçesinin belediye başkanı Silivri’de tutuluyor. O büyük bir gayret veriyor. O hariç 413 belediye liderimiz da… Bu hafta toplandık uzun uzun konuştuk. O kayyum siyasetinin Adalet Celladı Akın Gürlek tarafından yönetildiğini biliyoruz. Dedim ki, kardeşim bırak bu işleri istifa et git avukatlık yap. Aslında bedelli mesleğine dön diyerek söyledim. Birtakım barolar açıklama yaptılar. Eleştiren eleştirmeye açık olacak. Bu türlü bakmak lazım. Lakin çok uygun niyetliydi, yanlış anlaşıldı. Temel İstanbul Barosu’nu okurken çok kıymetli bir eksik yaptığımı fark ettim. Diyor ki İstanbul Barosu, “Avukatlık andına ters hareket eden savcı ve yargıçlar avukatlığa kabul şartlarından mahrumdurlar.” Diyorlar ki “Sizin dediğiniz üzere istifa ederse, bu kadar hukuksuzluk sırtındayken baroya da kaydolamaz”. Bu düzeltme için İstanbul Barosu’na çok teşekkür ediyorum. Başta biricik evladım Hukuk Fakültesinden mezun gönlünü adalet aramaya adayan herkesin önünde hürmetle eğiliyorum.
AİLE TABİPLERİNİN EYLEMLERİ
Aile tabipleri bir kere daha eylemdeler. Zira bir yönetmelik çıktı. Onları tabip değil yarış atı üzere gören, onları istatistiklere nazaran pahalandıran ona nazaran para veren, özlük haklarını ellerinden alan saçma sapan bir yönetmelik.
Her hafta bir gölge bakanımız, ulaştırma, konut sorunu ile iligili sarsıntı bölgesinde. Fakat zorlayan sebebi kaldırdılar, getirmiyorlar. Haydi bakalım vergi verin. demeye başladılar. Esnaf Hatay’da kepenk kapatıyor. Kepenk üstüne de ‘Mücbir sebep münasebetiyle kapalıyız’ yazacağız dediler. zorlayıcı sebep uygulaması derhal tekrar hayata geçirilmeli.
“ATATÜRK’E NE DEDİYSE KARŞITINI YAPIYORLAR”
Biz Türkiye’nin birinci partisiyiz. Ve Bu partinin kurucusu bize vasiyet niteliğinde dış siyasetleri öğütleri bıraktı. Bunlardan birincisi komşularınla âlâ geçin, onların iç işlerine karışma, toprak bütünlüğüne saygılı ol. 2010’ların başlarından başlayıp bugüne kadar, Emevi mescidinde namaz kılmaya gitmeler, Esad’ı katliamcı ilan edip Suriye’yi bölmek üzerinden telaffuzlar… Atatürk ne dediyse zıddını yapıyorlar. Bunun sonunca milyonlarca sığınmacı Türkiye’ye geldi, bizim gencimiz yerine ucuz iş gücü oluyorlar, bizim gencimiz işsiz. Bu ülkede ne huzurları var ne huzur veriyorlar. Bu süreçte hala daha birileri tıpkı yanlışta ısrar ediyor. En kıymetli aktör Türkiye’dir, Biz bu yaşananlara kayıtsız kalamayız, soğuk kanlılığı elimizden bırakmamalıyız. Devlet kuran parti dış siyasete devlet ciddiyeti zaviyesinden bakmalıdır.
Türkiye sonu aşikâr olmayan maceralardan uzak durulmalıdır. HTŞ terör örgütlerinin Suriye rejimini geriletme uğraşlarına temkinle yaklaşılmalıdır.
İran’ın bölgede zayıflatılması mezhep savaşlarının körüklenmesi, İsrail’in hakimiyetinin artması ve güvenliğinin sağlanması Ankara’nın önceliği olmamalıdır.
Öte yandan, Rusya’nın mevzi kaybetmemesi, İran’ın yine toparlanması da Ankara’nın oyun planı olamaz. Bizim safımız vatandaşımızın güvenliği neredeyse o taraftır.
ESAD’A DAVET YAPTI
Bu macerada feda edilecek bir tane bile ‘Mehmedimiz’ yoktur. Esad ile görüşülsün derken temel gayemiz istikrardır. Esad’a davetimizdir; Türkiye ile uygun münasebet kurmak yararınızadır. Karşılıklı söylenen kelamlar ne olursa olsun, Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalıdır.
“SAYIN ERDOĞAN’I UYARIYORUM: GEÇMİŞTEN DERS ALIN!”
Sayın Erdoğan’ı uyarıyorum. Geçmişten ders alın. Çökmüş Suriye siyasetinizin üzerinde yeni yıkıntılarla bir inşaat kurmaya çalışmayın. Temelsizdir, tekrar çökecektir. Suriye’de karmaşaya müdahil olmaya fazla heveskarlar. Troller, kelamda uzmanlar yorumcular Suriye’de Türkiye ismine adeta bir fetih harekatının başladığını anlatmaktalar. Bir defa daha Erdoğan’a sesleniyorum. Gaziantep’te yurttaşlarımızı Hatay’daki yurttaşlarımızın acılarını hatırlayın 10 Ekim katliamını hatırlayın. Bu maceradan geri dönün.
BAHÇELİ’YE YANIT
Geldik konuşmanın en kritik kısmına. Sayın Bahçeli’nin bana söyledikleri. Hakaretler hakaretler hakaretler… Kendi düştüğü duruma bakmaz neler söylüyor neler… Devlet Beyefendiye inat, Devlet Bey senin istediğin vakit senin istediğin şeylerin konuşması periyodu çok gerilerde kaldı çok gerilerde.
ASGARİ ÜCRET
Pandemide bedeli ödeyen işçi, krizde işçi, seçim iktisadında işçi… Artık enflasyon düşecek yine işçiye kazık atmaya çalışıyorlar. Artık Bahçeli’nin hatırına tekrar ediyoruz. Taban fiyat talebimiz 30 bunun altında biz yokuz.
Bugün TÜİK’in Tayyip Beyefendisi Üzmeyen İstatistik Kurumunun hesabına nazaran bile maksat tekrar tutmayacak. Bu yüzde 47’lik artırımı vermek yerine, yüzde 25 30 artırım vermeye niyetleniyorlar. Biz çalıştık, minimum ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 80. Onun verdiği kira aldığı peynir, ekmek, zeytin. Onun çocuğunun cep harçlığı. Onu vermezseniz 30 oluyor onu vermezseniz yokluk oluyor.
AYRINTILAR GELİYOR…
