Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti devam ediyor.
Nöbete, CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Giresun milletvekili Elvan Işık Gezmiş katıldı.
CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, şöyle konuştu;
“SESİMİZİ DUYURANA KADAR DA BU GAYRETTEN VAZGEÇMİYORUZ”
”Bir milim eğilmeyeceğiz, bir gün vazgeçmeyeceğiz. Her gün buradayız. Daima birlikte buradayız. Esenyurt meydanından tüm Türkiye’ye sesleneceğiz. Biz bu darbeyi kabul etmiyoruz. Asla kabul etmeyeceğiz. Ben öncelikle Esenyurt ilçe liderimiz Hüseyin Ergin’e onun nezdinde idare heyetimize, İstanbul vilayet Liderimiz Özgür Çelik’e, İstanbul vilayet idaresine, bilhassa teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bu uğraşın başkanı onlar. Lakin natürel bayan kollarımız, gençlik kollarımız, 10 binlerimiz, diğer ilçelerden gelen ilçe liderlerimiz, öteki ilçelerden belediye liderlerimiz, biz bu ışığı yakmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Sesimizi duyurana kadar da bu uğraştan vazgeçmiyoruz.
Her gün burada üç, dört, beş milletvekiliyle geliyoruz. Aslında çok ağır bir devirdeyiz. İzliyorsunuz. Mecliste bir bütçe yapıyoruz. Bir bütçe kanun teklifi getirdiler içinde fakirler yok, içinde işsizler yok, taban ücretliler yok, Emekliler yok. Lakin yandaşlara, para babalarına, güçlü ettiklerine, kaynakları hortumlatmak var. İşte bu biz bu bütçeye karşı koymak için sabahlara kadar, geceler boyunca uğraş ediyoruz. Lakin o ortada milletvekilleri arkadaşlarımız geliyorlar. Size sizinle omuz omuza bu çabayı büyütüyorlar. Buradan onlara da bir selam gönderelim.
“AHMET ÖZER’İN TUTUKLULUĞUNUN ALTINDA EN UFAK BİR HUKUKSAL MÜNASEBET YOK”
Ve bugün Giresun milletvekilimiz Elvan Işık Gezmiş ve Diyarbakır Milletvekilimiz bu periyot Diyarbakır milletvekilimiz uzun yıllardır Diyarbakır’dan milletvekili çıkartamadığımız lakin bu sefer Diyarbakır’dan gelmeyi başaran bedelli abim Sezgin Tanrıkulu buradayız. Onlara da teşekkür ederiz. Biz biliyoruz, sizler çok düzgün biliyorsunuz. Duymak istemiyorlar. Ancak bir kere daha söyleyelim. Ahmet Özer’in tutukluluğunun altında en ufak bir türel münasebet yok. En ufak. İddianameye bakıyorsunuz içi bomboş. İddianameyi bu nedenle yazamıyorlar. Sorgusundan anlıyoruz ki 10 yıl evvelki konuşmalar birilerinin ismini geçirmesi. Hepsi bu. Ve tutukluluğuna itiraz ediyor.
Nöbetçi mahkeme bir münasebet yazıyor. Nöbetçi mahkemenin münasebeti, bütün olayı özetleyen bir münasebet. İki cümle her ne kadar diyor hakkında diyor terör örgütü üyeliğine dönük bir somut kanıt olmasa da, sonra diyor ki bir bilinmeyen sanıktan bahsediyor. Bilinmeyen şahidin tek başına tabirlerinin bir karar kurmaya kâfi olmayacağını bilinmekle birlikte yani biz bir zımnî şahit bulmuşlar. Artık de öbür kanıtlar arıyorlar. Niçin? Zira Ahmet Özer’i mahpusta tutmak lazım.
Niye zira özgürlüğüne kavuşursa buraya gelecek. Tekrar Esenyurt Belediye Başkanı olacak rant muslukları kapanacak diye korkuyorlar. Biz bizim belediye liderlerimizin kimseye vermeyecek hiçbir hesabı yok. Ahmet Özer’ de yargılanır, öbürleri de yargılanır. Biz de yargılanırız. Hiç kimseden korkmayız. Yaptığımız her şeyin hesabını elbette veririz. Fakat yargılayacağız mazeretiyle daha iddianame yokken. Tutuklarsanız bir milyon kişinin oyuna, iradesine darbe yaparsanız işte bunun ismi diktatörlük olur. Bunun ismi demokrasi olmaz. İşte biz halk iradesine sahip çıkmak için buradayız.
”SARAYIN İSTEDİĞİ KARARLARI VERDİLER”
Bu iddianameleri hazırlayanların ne yaptığını biliyoruz. İstanbul’a özel gönderildiler. Birçok mahkemede mahkeme mahkeme dolaştırıldılar. Sarayın istediği kararları verdiler. Akın Gürlek’ten bahsediyorum. Sonra bakan yardımcısı yapıldı. Şimdi İstanbul’a gönderildiler. Özel masalar kurduklarını Cumhuriyet Halk Partili belediye liderlerinden başlayarak halkın iradesine darbe yapmak üzere hazırlıklar içerisinde olduklarını pek düzgün biliyoruz. Fakat bilsinler ki onlara hukuksuzlukları yaptıkça burada halkın iradesine çarpacaklar. Halkın iradesi eninde sonunda galip gelecek. Herkes bunu bu türlü bilsin.
Şimdi Akın Gürlek’e bir cümle daha söylemek istiyorum. Sen ve senin ağababaların ve seni talimatla İstanbul’a gönderenler bilsinler ki hiçbir Cumhuriyet Halk Partili hele hele genel liderimiz Özgür Özel, senin o içi boş soruşturmalarından asla korkmaz, asla geri adım atmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’ne geri adım attıramayacaksınız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ve tüm halkımızla birlikte bu çabayı eninde sonunda bu berbatlığı yenerek Türkiye’ye tekrar adaleti getireceğiz. Tekrar demokrasiyi getireceğiz. Tekrar sizin iradeniz hakim olacak.
“ONLAR BİZİM YAN YANA GELMEMİZDEN RAHATSIZ OLUYORLAR”
Neyden rahatsız olduklarını çok güzel biliyoruz. Onlar bizim yan yana gelmemizden rahatsız oluyorlar. Esenyurt’ta herkesin yan yana gelip Ahmet Özer’i desteklemiş olmasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Bizi bölmek istiyorlar. Biz yan yana gelmeyelim de kendi rant rejimleri devam etsin istiyorlar. İşte bu yüzden Esenyurt’u bilhassa maksat seçtiler. Biz bunlara karşı asla birliğimizi bozmayacağız. Her yerde. Esenyurt’ta da Diyarbakır’da da, Mardin’de de, Tunceli’de de, Van Aksaray’da da her yer demokrasiye el uzatılan her yerde adaletsizliğin olduğu her yerde kime yapıldığına bakmaksızın adalet diyeceğiz, demokrasi diyeceğiz ve bu çabayı vermeye devam edeceğiz. Bizden korkuyorlar. Korkmaya devam etsinler.
“BİZ BU IŞIĞI SÖNDÜRMEYECEĞİZ”
Burada 32 gündür yağmur demeden çamur demeden, kar demeden, rüzgar demeden, fırtına demeden geldiniz. Bugün hoş bir gün. Yeniden geldiniz ayaklarınıza sıhhat. Bu çabaya verdiğiniz her bir emek için size şükranlarımı sunuyorum. Biz bu ışığı söndürmeyeceğiz. Esenyurt’taki bu bayrağı yere indirmeyeceğiz. Muktedirlere teslim olmayacağız. Geçersiz soruşturmalara boyun eğmeyeceğiz. Tehdit ettikleri o fezlekeleri alıp yüzlerine çarpacağız. Ve eninde sonunda bu ülkenin her bir noktasında demokrasi, adalet hakim olacak. Hepinizin emeğine teşekkür ederim. Sağ olun, var olun. Hoş günlerde buluşmak dileğiyle.”
