Kızıldeniz’e teması olan Süveyş Kanalı’nın pozisyon prestijiyle Ege ve Akdeniz’e yakın olduğunu söyleyen İKÇÜ’den Dr. Öğretim Üyesi Erhan Irmak, bu nedenle daima yeni cinslerin geçişi olduğunu, egzotik ve kimi işgalci tiplerden en çok etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirtti.
Akdeniz’deki deniz suyu sıcaklığı yüksek olduğu için egzotik balık tiplerinin daha fazla bulunduğuna dikkat çeken Dr. Irmak, bu nedenle balon ve aslan balığının Akdeniz’de yeniliğini koruduğunu lisana getirdi. Dr. Irmak, Ege Denizi’nde ise deniz suyu sıcaklığının 28-29 dereceden 15 dereceye kadar gerilemesiyle görülen ‘balon balığının iki tipi, domuz balığı, aslan balığı, sokkan ve yarım gaga’ üzere balıklar olmak üzere 7 kadar egzotik çeşidin sayısının azaldığını söyledi.
“EGZOTİK ÇEŞİTLER PEK GİRMİYOR”
Dr. Irmak, “Balık göç eden bir canlı. Bu sene İzmir Körfezi’nde kirlilik sorunu yaşadık. Orada da süratli yüzücü olan balıklar, o bölgeyi terk edip, kurtuldu. Balıklar deniz suyu sıcaklığına da emsal reaksiyon verir. Zira itidalli canlılardır ve bünyesine uygun gelmeyen ortamlardan uzaklaşırlar. Egzotik tipler sıcak denizlerden geldikleri için sıcak suları sever. Ege Denizi daha serin olduğu için egzotik tipler pek girmiyor” tabirlerini kullandı.
‘DENİZ SUYU SICAKLIĞININ YÜKSEK OLMASI KİRLİLİĞİN TESİRİNİ ARTIRIYOR’
Öte yandan, körfez kirliliğindeki en büyük etkenlerden birinin kıyılardaki nüfus yoğunluğu olduğunu söyleyen Dr. Irmak, “Deniz suyu sıcaklığının yüksek olması da bu kirliliğin tesirini artırıyor. Sıcaklık, oksijen satürasyonunu düşürür. Hasebiyle canlıların yaşaması için gerekli suda çözünmüş oksijenin düşmesi ile bilhassa Bayraklı ve Turan bölgesinde çok büyük balık kırımları oldu. Ege Denizi’nde ise deniz suyu sıcaklığının 28-29 dereceden 15 dereceye kadar geriledi. Balık ölümlerinin durmaya başladığı görüldü” diye konuştu.
