CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında CHP Genel Merkezi’nde CHP’li belediye liderleri toplandı.
Bir ortaya gelen belediye liderlerinin gündeminde; kayyum belediyeciliğini ve iktidarın belediyelere yönelik taarruzları, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belediyelere ve valiliklere gönderilen belediyelerin hizmet verdiği kreşlere ait ihtar yazısı, SGK borçları ve konser harcamaları yer aldı.
‘İKTİDAR DEĞİŞİMİNİ ENGELLEMEK İÇİN’
Sonuç bildirgesinde, “Ülkemiz için yeni bir başlangıç manasına gelecek iktidar değişimini engellemek için belediyelerimize yönelen her türlü hücumun karşısında dimdik ve bir ortada duruyoruz. Bu taarruzların Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ve belediye liderlerine değil, seçimlerde CHP’ye oy versin vermesin tüm halkımıza yapılan bir atak olduğunu vurguluyoruz” sözlerine yer verildi.
5 UNSURLUK BİLDİRGE
Toplantı sonrası 5 unsurluk ortak bildiride, şu sözler yer aldı:
“1 – İktidarın sandıkta kazanamadığı belediyelere dönük başlattığı kayyum saldırısı halkın sandıktan çıkan iradesini, yani ulusal iradeyi gaye alan bir siyasi darbe teşebbüsüdür. Haklarında mutlaklaşmış mahkeme kararı bulunmayan seçilmiş belediye başkanları, İçişleri Bakanlığı tarafından alınan kayyım kararlarıyla misyondan uzaklaştırılmakta, yerine gelecek isim belediye meclislerinden seçimle değil iktidar tarafından atamayla belirlenmektedir. Bu halde ülkemizde demokrasinin kalan son kaleleri de iktidar tarafından yıkılmak istenmektedir. Yalnızca Esenyurt’u, Ovacık’ı yahut kayyım atanan öbür belediyelerdeki seçmenleri değil, tüm milleti ve milletin iradesini maksat alan bu atakların karşısında daima birlikte uğraş edecek, ulusal iradeyi gaye alan bu gayrimeşru, hukuk dışı teşebbüslere asla teslim olmayacağız. Halkın belediyelerine, halkın iradesine sahip çıkacağız.
2 – Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Esenyurt’un seçilmiş belediye lideri Prof. Dr. Ahmet Özer tam bir aydır; iktidarın, eski ortaklarından öğrendiği kumpas teknikleriyle, hukuk cellatlarının verdiği kararlarla mahpusta tutulmaktadır. Yalnızca Prof. Dr. Ahmet Özer’i ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni değil, tüm Esenyurt halkını maksat alan bu hukuksuzluk derhal son bulmalı, belediye liderimiz hür bırakılmalıdır.
3 – Cumhuriyet Halk Partili belediyeler iktidarın toplumsal devlet uygulamalarında bıraktığı büyük boşluğu kendi imkanları dahilinde kapatmaktadır. Tüm halkımız bu durumu görmekte ve belediyelerimizi takdir etmektedir. Son mahallî seçimler bunun en açık ispatı olmuştur. Bu kapsamdaki örnek uygulamaların başında, sayıları 650’yi aşan ve 50 binden fazla çocuğumuzun ve ailelerinin yararlandığı kreşler gelmektedir. Kreşlerimizde çocuklarımız ucuz, kaliteli, inançlı ve nitelikli bakım hizmetine ulaşıyor. Kreşlerimiz sayesinde bayanların istihdama ve toplumsal hayata iştirakinin önü açılıyor. İktidarın kreşlerimizi usulsüzce kapatmayı amaçlayan son teşebbüsü kreşleri değil bayanları, çocukları, aileleri amaç almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, belediyelerimizin açtığı kreşlerimizin sayısını artırmaya devam edeceğiz. Kreşler çocuklarındır, kadınlarındır, halkındır. Dokundurtmayız, kapattırmayız!
4 – Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri çalışamaz hale getirmek için iktidarın yürüttüğü ataklardan bir başkası, yıllardır belediyelerimiz üzerinde uygulanan ekonomik ablukadır.. Kamu bankalarının kredi vermekten kaçınması, merkezi idarenin lokal idarelere dönük kaynak dağıtımındaki adaletsizlikler, memleketler arası kredilerin keyfi halde onaylanmaması üzere uygulamalar yıllardır devam etmektedir. Bugün İzmir Selçuk Belediyemizde olduğu üzere belediyelerin kıymetli gelir kaynaklarına el konulması bu ekonomik ve mali baskılara dair bir öteki örnektir. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin mevcut SGK, vergi ve kamu borçları tam da bu uygulamalar nedeniyle oluşmuştur. Üstelik bu borçların değerli bir bölümü AK Parti periyodundan kalmıştır. Son olarak 27 Kasım tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile belediyelerimizin iştiraklerine ilişkin borçların da belediyelerimizin gelirleri üzerinden kesilmesi yoluna gidilmiştir. Tüm bunlar belediyelerimizin halkçı belediyecilik uygulamalarını, halkın nitelikli kamu hizmetinden yararlanmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak bugüne kadar bu baskıların hiçbirine boyun eğmedik, bu baskıları mazeret görmeden çalışmaya devam ettik, bundan sonra da devam edeceğiz. Kamunun kaynaklarını yani halkın parasını en verimli ve adaletli formda kullanmayı, halkın parasını halk için harcamayı sürdüreceğiz.
5 – İktidarın ranttan yana siyasi tercihleri nedeniyle ortaya çıkan ekonomik krizin yükü halkın omuzlarına yüklenmek isteniyor. Bu ekonomik darboğazın yol açtığı ağır şartlara karşı Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak bayanların, gençlerin, işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, çiftçilerin, üreticilerin, yanında en güçlü formda duruyor, gereksinim sahibi olan her kısma toplumsal muhafaza sağlıyoruz. Geçim krizine karşı CHP’li belediyeler, iktidarın bütün ataklarına ve engelleme teşebbüslerine karşı halkın sığındığı inançlı limanlar olmaya devam edecek. Gelecek seçimlerde iktidar olup Türkiye’yi bu ağır ekonomik ve toplumsal krizden çıkarıncaya dek halka bir nebze olsun nefes aldırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yeniden bu anlayışla belediyelerimizde çalışan işçilerimizi enflasyona ve pahalılığa karşı koruyacak, iktidarın bilakis işçileri açlık sonunun dahi altındaki fiyatlara mahkum etmeyeceğiz.”
