CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanlığı kararıyla mısır üretim alanları için getirilen sınırlamayı kıymetlendirdi. Gürer, “İktidar, çiftçinin eserini kıymetinde satmasının önünü kesip yem sanayicilerinin yolunu açtı” diyerek hükümetin siyasetlerini eleştirdi. Gürer, ayrıyeten mısır üretimi ve tarım bölümündeki gelişmeleri ayrıntılı bir biçimde açıkladı.
‘İKTİDAR ÇİFTÇİYE MANİ OLUYOR’
Gürer, yaptığı açıklamada, 2024 yılı TÜİK Bitkisel Üretim İddia datalarına nazaran mısır üretiminin bir evvelki yıla nazaran yüzde 5,6 azalarak yaklaşık 8,5 milyon ton olacağını belirtti. Geçtiğimiz yıl mısır üretimi 9 milyon ton düzeylerine ulaşmış ve bu, mısır fiyatlarının artış suratını yavaşlatmıştı. Fakat, iktidarın çiftçinin eserini bedelinde satmasının önüne geçerek yem sanayicilerinin lehine düzenlemeler yapmaya devam ettiğini söyledi. Gürer, “İktidar, çiftçinin eserini pahasında satmasına mani olup, yem sanayicilerinin önünü açtı” sözlerini kullandı.
MISIR İTHALATINDA YENİ DÜZENLEME VE İKTİDARIN MÜDAHALESİ
Cumhurbaşkanlığı kararıyla mısır ithalatındaki gümrük vergisinin yüzde 135’ten yüzde 5’e düşürülmesinin çiftçiler üzerindeki olumsuz tesirlerini vurgulayan Gürer, kelamlarına şöyle devam etti:
“İktidar, çiftçiyi yok sayarak yem sanayicilerinin önünü açtı. Gümrük vergisinin düşürülmesi, mısır ithalatını daha da teşvik etti ve bu karar, çiftçinin üretim bedelini düşürdü. Bu durumu kabul etmek mümkün değil.”
Gürer, ayrıyeten sanayicilerin yem fiyatlarında yaşanan artışa iktidarın göz yummasını da eleştirdi. Mısır ithalatındaki bu değişiklikle, dışarıdan gelen mısırın ucuzlamasına karşın, yerli üreticinin ziyana uğradığını belirtti.
SULAMA SUYU VE SU İDARESİ SORUNLARI
Su sorunu ve yeraltı su kaynaklarının süratle tükenmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Gürer, ziraî sulama için kâfi suyun kalmadığını söz etti. Bilhassa mısır üzere su tüketimi yüksek olan eserlerin üretiminin sürdürülemez hale geldiğine dikkat çekti:
“Yeraltı suları, kuraklık ve yanlış kullanım nedeniyle her yıl daha derine iniyor. Yüzeye yakın su kaynakları artık neredeyse yok üzere. Bu sorun, tarıma önemli biçimde yansıyor ve tedbir alınmazsa daha da büyüyecek.”
Gürer, hükümetin bu hususta yetersiz tedbirler aldığını belirterek, su fakirliği konusunda bilim insanlarının ikazlarına kulak verilmesi gerektiğini tabir etti. Gürer, tahlil olarak şunları söyledi:
“Yüzey suları boşa akıtılmamalı, Akdeniz ve Karadeniz’e akan suların Orta Anadolu’ya yönlendirilmesi için projeler üretilmeli. Ayrıyeten, her tarım bölgesine yeraltı barajları ve göletler inşa edilmeli. Yağmur ve atık sular gerçek biçimde yönetilmeli.”
İTHALATIN EKONOMİK YÜKÜ VE TARIMDA DIŞA BAĞIMLILIK
Gürer, 2023 yılında 1 milyon 888 bin ton tohumluk ve olağan mısır ithalatı yapıldığını, bunun karşılığında 519 milyon 573 bin dolar ödendiğini söyledi. 2024 yılının birinci 10 ayında ise bu ithalat ölçüsünün arttığını belirterek şu formda konuştu:
“2024 yılının birinci 10 ayında 2 milyon 966 bin ton mısır ithalatı yapıldı ve karşılığında 674 milyon 366 bin dolar ödendi. Bu, ülkemizin tarımda dışa bağımlılığını arttıran bir durumdur. İktidarın izlediği siyasetler, yerli üretimi değil, ithalatı teşvik ediyor ve bu durum uzun vadede ekonomik yükü artıracak.”
Gürer, hükümetin mısır üretimi ve su idaresi mevzularındaki tavrının, hem çiftçiler hem de genel olarak tarım bölümü için büyük problemler yaratacağını söyledi. Gürer, iktidara davette bulunarak, yerli üretimi teşvik eden siyasetlerin uygulanması gerektiğini ve su kaynaklarının yanlışsız bir biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
