Aile hekimliği çalışanları, performansa dayalı “Aile Hekimliği Ödeme ve Mukavele Yönetmeliği”ne karşı 2-6 Aralık günleri ortasında beş gün sürecek iş bırakma kararı aldı.
Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan ve “eziyet yönetmeliği” olarak nitelendirilen düzenlemenin geri çekilmesi talebiyle başlatılan hareket öncesinde Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Lideri Dr. Ahmet Kandemir, çalışanları iş bırakma aksiyonuna getiren sürece ait açıklamalar yaptı.
“BU RAPORLARI DEVLETE BAĞLI MERKEZLER VERMELİ”
Aile sıhhati merkezlerinin öncelikli vazifesinin birincil basamak tedaviler olduğunu söz eden Kandemir, yeni yönetmelikle vatandaşların birincil basamak hizmetlere ulaşmasının da zorlaştırıldığının altını çizerek şunları söyledi:
“Raporların, Aile Sıhhati Merkez fiyatlı bir biçimde verilebilmesi ve bunun dışında da hacamat üzere YETAT uygulamalarının aile sıhhati merkezlerinde yapılmasıyla ilgili bir düzenlemeye gidildi. Bu düzenlemeler ne yazık ki aile hekimliğinin ruhuna alışılmamıştır. Aile hekimliğinde bizler, gözetici ve birinci basamak tedavi edici sıhhat hizmetleri vermekteyiz. Bu hizmetleri layıkıyla yapabileceğimiz bir ortam sağlandığında ülke sıhhatinin ve hastalıkların yüzde 80-85’inin tahminen çözülebileceği, önlenebileceği ve tedavi edilebileceği bir ortam sağlanmaktadır. Kriz anlarında, zelzelede, pandemide ve olağan vakitte da aşılamalarda gördük ki aile sıhhati merkezleri düzgün işlediği vakit aile hekimliğinde çalışan tabipler, hemşireler, ebelerin işini düzgün yapabileceği biçimde bir ortam sağlandığı vakit görüyoruz ki vatandaş memnuniyeti de fazla olmakta ve sıhhat sisteminde daha yeterli işlemektedir. Birinci basamağın güçlendirilmesi demek evvel asıl işimizi yapabileceğimiz ortamın sağlanması demektir. Raporlar eksper hizmetidir. Bu raporların asıl verilmesi gereken yerler devlete bağlı rapor merkezleridir. Buralarda verilmelidir.
“BUGÜN BİLE HASTAYA VAKİT AYIRMAKTA ZORLANIYORUZ”
YETAT uygulamaları da yeniden aile sıhhati merkezlerinde değil, devletin belirlediği uygun yerler varsa, bilimsel bir yeri varsa bu tabanda yapılacaksa yapılmalıdır. Ancak aile sıhhati merkezlerinin ruhunda büsbütün vatandaşa yönelik hami, tedavi edici sıhhat hizmetleri vardır. Bu sistem büsbütün oturulmadan bu şekil düzenlemeler eklendiği vakit ne yazık ki asıl işimizi yapmamız daha da zorlaşacaktır. Ki bugün bile bir hastamıza vakit ayırmakta çok zorlanıyoruz. Bu, vatandaşın nitelikli sıhhat hizmeti alabilmesinin de önüne geçmektedir. Vatandaşımız devlete bağlı aile sıhhati merkezlerinde ulaşılabilir, nitelikli ve sürdürülebilir bir sıhhat hizmeti alma hakkına sahiptir. Şu anda sığınabileceği yer yeniden aile sıhhati merkezleridir. Bunu vatandaşın elinden almak, vatandaşı tahminen de özellere muhtaç bırakmak yahut sıhhat hizmeti alımında kısıtlama getirmek formunda olacaktır.
“MESLEKTAŞLARIMIZ İSTİFA EDECEK”
Bakanlık tarafından aile sıhhati merkezlerine yönelik yapılan düzenlemeler nedeniyle birçok sıhhat çalışanının istifa ettiğini ya da istifaya hazır olduğunu hatırlatan Kandemir, yine iş bırakma hareketi yapacaklarını duyurarak şu tabirleri kullandı:
“Biz daha evvel uyardık. Yeni çıkan Aile Doktoru Yönetmeliği’nin de hem sıhhatte şiddeti kaşıyacağını hem vatandaşın alacağı hizmeti kısıtlayacağını hem de bu işi asıl yapan aile doktorları, hemşireleri, ebelerinin sistemden ayrılacağı ikazını yaptık ki şu an birçok meslektaşımız istifa etti. Birçoğu da istifası cebinde, yeni düzenlemede geri adım atılmasını yahut hem vatandaşa hem meslektaşlarımıza, hem de ülkenin sıhhatinin geleceğine uygun yeni bir düzenlemeye gidilmesini bekliyorlar. Bu olmadığı takdirde ne yazık ki birçok arkadaşımız sistemden ayrılmak zorunda kalacaklar. Biz bu ihtarları büyük bir Ankara mitingiyle yaptık. Gerisinden üç gün iş bıraktık. Bakanlık ne yazık ki geri adım atmadı bu hususta. Bunun üzerine öteki meslek örgütleriyle birlikte Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası olarak tüm Türkiye’de 2-6 Aralık’ta beş gün iş bırakma kararı aldık. Yeniden bunu anlatacağız, sesimizi duyurmaya çalışacağız. Hem meslektaşlarımız için, hem vatandaşın sıhhati için hem de ülke sıhhatinin geleceği için yapıyoruz bunu. Vatandaşımız da hiç olmadığı kadar bu bahiste bizim yanımızdalar. Zira onlar da biliyorlar ki şu anda tutunabilecekleri sıhhat sisteminde en kıymetli yer aile sıhhati merkezleri.”
HASTALAR DA DÜZENLEMEYE TEPKİLİ
Hastalar, aile hekimliklerinin sıhhat hizmetlerinde hayati bir yer tuttuğunu belirterek, yapılan düzenlemelere yansılarını lisana getirdi.
80 yaşındaki Ayşe Kolan, “Ben 80 yaşındayım. Birçok rahatsızlığım var. Her seferinde hastaneye gitme imkânımız yok. Kolay randevu alamıyoruz. Tek teminatımız aile hekimliğimiz, aile sıhhati merkezimiz. Lütfen aile doktorlarımızın haklarını ellerinden almayın. Bizleri çok güç durumda bırakırsınız. Rica ediyorum. Aile doktorlarının üzerinden ellerinizi çekin. Özellikle bizim üzere yaşlı ve özürlü beşerler var. Vesaite binip inemiyoruz, hastanelere gidip ilaç yazdıramıyoruz. Her branşa hastaneye gitmemiz mümkün değil ancak bu gereksinimlerimizi biz aile doktorlarımızla görüyoruz. Lütfen Aile doktorlarının üzerinden ellerinizi çekin” dedi.
Osman Olgun ise “Ben aile doktorumdan çok mutluyum. Lütfen aile doktorlarımıza dokunmayın, onların işlerine karışmayın. Zira bize en yakın olan aile doktorumuz, maalesef yaşımız geçtiği için daha uzaklara gidemiyoruz. Lütfen aile doktorlarımızın salahiyetlerini daha da genişletin lütfen rica ediyorum sizden” diyerek davette bulundu.
